22 Mayıs 2014 Perşembe

ŞANLIURFA GEZİSİ-1 : HARRAN

Daimi mekanınız Ankara olunca - malum gezip görme imkanınız kısıtlı- insanın içinde yeni yerler keşfetme, şehirden uzaklaşma isteği uyanıyor. Eşim ve benim de tarihi yer merakımız sayesinde, fırsat buldukça keşfe çıkmayı seviyoruz.

Eee tabi insanın teyzesi, kuzeni kısaca ailesi Ş.urfa'da yaşayınca bize de tam mevsiminde onları ziyaret etmek düştü. Otobüs yolculuğu isteyenler maalesef 11- 12 saatlik bir yolculuğu göze almak durumunda. Biz konforu seçtik ve uçağa bindik. Erken alırsanız eğer biletinizi neredeyse % 50 karınız olabiliyor.

Urfada gezecek pek çok yer var. O yüzden blogda bölümlere ayırdım. Bu yazı Harran  ile ilgili olacak.



 Harran'ın en belirgin özelliği kubbeli yapıları. Gittiğinizde görüyorsunuz ki burası sarı bir şehir...

Kubbeli evlerin bazıları restore edilmiş ve gelen konukların hizmetine açılmış. Bizler en çok kaymakamlığa bağlı işletilen evi beğendik. Avlusu, odacıklarıyla turizme uygun hale getirilmiş. Kubbeler bindirme yöntemiyle yapılmış. Köydeki kubbelerde artık kimse yaşamıyor, ambar olarak kullanılıyormuş. Kubbelere başınızı kaldırıp baktığınızda tekniğin matematiğine hayran kalıyorsunuz.
Bazı kubbeler az, bazıları ise çok. Bunun sebebini sorduğumuzda evden kim evlenirse onun için yeni kubbe eve bitişik olarak ekleniyormuş. O dönemde yaşayanlar için zor olsa gerek.





Evlerin içindeki serinlikte kızgın güneşin etkisinden korunurken, bir oda dolusu rengarenk ve pullu yöresel giysiler dikkatimizi çekiyor. Bizler de birer tane giyip, avluda dolaşıyoruz. Sıcakta gerçekten de serin tutmayı başarıyorlar. Yine de bir süre sonra bunaltıcı olabiliyor.
Kısa süre de olsa keyifli zaman geçiyoruz kostümlerle.
Kubbe ev ziyaretimizden sonra Dünya tarihindeki ilk İslam Üniversitesinin kalıntılarına gidiyoruz. Kimileri dünyanın ilk üniversitesi, kimi ilk İslam üniversitesi kimi ise bu kalıntıların Ulu Cami kalıntısı olduğunu söylüyor. Ulu Cami'nin 1170 yılındaki büyük bir depremde yıkıldığı belirtiliyor.

Bende biraz bu eserlerin es geçildiği hissi uyandı. Belki kazı yapılsa çok daha fazla kalıntıya ulaşılır. Fakat bu coğrafyada kazı yapmak da oldukça zor olmalı. Mayıs ayında sıcaklığın 40 dereceyi aştığını hesaba katarsak, bu sonuca varmak zor olmamalı...

Çok sevdiğim ve defalarca izlediğim Eşkıya filminin de belli bölümleri burada çekilmiş. Keşke çekildiği bölgeyle ilgili bilgilendirmeler yapılsaymış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder