Ulus'ta bulunan görkemli binasıyla karşılıyor sizi. Müzenin çevresindeki çarpık yapılaşmaya bakınca, binayı gördüğünüzde içiniz açılıyor ve hemen fotoğrafını çekerek bu güzel mimariyi anılarınıza katıyorsunuz.
Belirtmek isterim ki müzeye giriş ücretsiz. Yani müze kart vs. ihtiyacınız bu müzede olmuyor. Girişte çift merdivenli bir giriş karşılıyor sizi. Daha oracıkta önemli tablolar dizilmiş oluyor yolunuza. Yukarı çıkıp sol bölümden gezi başlıyor. (Bu arada sürekli güvenlik görevlileri bulunuyor. Bunu sebebi rutin iş sebebiyle ya da geçtiğimiz yıllarda gündeme gelen çalınan eserler olayıyla da ilgisi olabilir)
Solda girdimiz ilk bölüm Türk müzeciliğinin ve resminin önde gelen ismi Osman Hamdi BEY'e ithaf olunmuş. Sergi alanında ressamın önemli tablolarından "Silah Taciri"nin orijinalini görebilirsiniz.
Burada ki geziyi tamamlayıp orta bölümlere girdiğinizde Türk hat sanatı eserlerinin olduğu bölümü görüyorsunuz. Ben bazı oyma-kakma ve hat eserlerini hayranlıkla izledim. Fotoğraflarını da çektim fakat hiçbiri gözle görüldüğü gibi etki yaratmıyor.
Müzede gezerken ara ara heykel sanatçılarının da eserlerine yer verilmiş. Bana göre bu az bir oranda kalmış. Daha çok heykel eseri görmeyi dilerdim. Zamanla belki koleksiyona katılacaktır.
Koridorun karşısında Şark Odası yüksek tavanlı, işlemeli detayları ve mobilyalarıyla karşınıza çıkıyor. Burada Atatürk'ün de zamanında kullanmış olduğu eşyalara yer verilmiş. Mobilyalar, eserler, ortam tam da sizi o yaşanmışlığın içine çekiveriyor.
Gezimize aşağıdaki salonlarla devam ediyoruz. Bu arada ara ara heykeller de bulunuyor. Duvarlarda da sık sık tablolara yer verilmiş. Müze sadece sergi salonlarından ibaret değil, kafanızı nereye çevirseniz bir eserle karşılaşıyorsunuz.
Sergide Cumhuriyet döneminin önemli ressamlarından Fikret MUALLA, İbrahim ÇALLI, Hikmet ONAT gibi isimlerin eserlerini gözlemleyebiliyorsunuz.
Sergi salonlarında konukların eserleri gezerken dinlenebilmesi için özel tasarım sedirler dizayn edilmiş. Müze ile bütünlük sağlayan bu tasarım koltuklarda dinlenirken eserler hakkında da paylaşımlarda bulunmaya zaman ayırabiliyorsunuz.
İstanbul Arkeoloji Müzesini görünce İstanbul'da olduğu için açıkçası biraz kıskanmıştım. Her ne kadar farklı amaçlara hizmet eden iki müze olsa da Resim Heykel Müzesi de Ankara'da olduğu için bir o kadar gururlandım. Müzenin daha boş olabileceğini düşünmüşken - özellikle çocukların olması- beni oldukça mutlu etti. Tabi ki müze gezme, eser inceleme kültürü olmayan kişiler de bulunuyor müzede. Neyse ki güvenlik görevlileri kendilerini hemen uyarıyorlar.
Müzeleri, sanat eserlerini seviyorsanız Ankara Resim Heykel Müzesi'ne en az 3 saatinizi ayırarak detaylı gezebilirsiniz.
Eğer erken saatte gittiyseniz hemen yanında bulunan Etnoğrafya Müzesi'ni de gezmeye zamanınız yetecektir. Eğer açıksa sakin bahçesinde bulunan kafede bir çay da içebilirsiniz. İyi gezmeler...
Belirtmek isterim ki müzeye giriş ücretsiz. Yani müze kart vs. ihtiyacınız bu müzede olmuyor. Girişte çift merdivenli bir giriş karşılıyor sizi. Daha oracıkta önemli tablolar dizilmiş oluyor yolunuza. Yukarı çıkıp sol bölümden gezi başlıyor. (Bu arada sürekli güvenlik görevlileri bulunuyor. Bunu sebebi rutin iş sebebiyle ya da geçtiğimiz yıllarda gündeme gelen çalınan eserler olayıyla da ilgisi olabilir)
Solda girdimiz ilk bölüm Türk müzeciliğinin ve resminin önde gelen ismi Osman Hamdi BEY'e ithaf olunmuş. Sergi alanında ressamın önemli tablolarından "Silah Taciri"nin orijinalini görebilirsiniz.
Burada ki geziyi tamamlayıp orta bölümlere girdiğinizde Türk hat sanatı eserlerinin olduğu bölümü görüyorsunuz. Ben bazı oyma-kakma ve hat eserlerini hayranlıkla izledim. Fotoğraflarını da çektim fakat hiçbiri gözle görüldüğü gibi etki yaratmıyor.
Müzede gezerken ara ara heykel sanatçılarının da eserlerine yer verilmiş. Bana göre bu az bir oranda kalmış. Daha çok heykel eseri görmeyi dilerdim. Zamanla belki koleksiyona katılacaktır.
Koridorun karşısında Şark Odası yüksek tavanlı, işlemeli detayları ve mobilyalarıyla karşınıza çıkıyor. Burada Atatürk'ün de zamanında kullanmış olduğu eşyalara yer verilmiş. Mobilyalar, eserler, ortam tam da sizi o yaşanmışlığın içine çekiveriyor.
Gezimize aşağıdaki salonlarla devam ediyoruz. Bu arada ara ara heykeller de bulunuyor. Duvarlarda da sık sık tablolara yer verilmiş. Müze sadece sergi salonlarından ibaret değil, kafanızı nereye çevirseniz bir eserle karşılaşıyorsunuz.
Sergide Cumhuriyet döneminin önemli ressamlarından Fikret MUALLA, İbrahim ÇALLI, Hikmet ONAT gibi isimlerin eserlerini gözlemleyebiliyorsunuz.
Sergi salonlarında konukların eserleri gezerken dinlenebilmesi için özel tasarım sedirler dizayn edilmiş. Müze ile bütünlük sağlayan bu tasarım koltuklarda dinlenirken eserler hakkında da paylaşımlarda bulunmaya zaman ayırabiliyorsunuz.
İstanbul Arkeoloji Müzesini görünce İstanbul'da olduğu için açıkçası biraz kıskanmıştım. Her ne kadar farklı amaçlara hizmet eden iki müze olsa da Resim Heykel Müzesi de Ankara'da olduğu için bir o kadar gururlandım. Müzenin daha boş olabileceğini düşünmüşken - özellikle çocukların olması- beni oldukça mutlu etti. Tabi ki müze gezme, eser inceleme kültürü olmayan kişiler de bulunuyor müzede. Neyse ki güvenlik görevlileri kendilerini hemen uyarıyorlar.
Müzeleri, sanat eserlerini seviyorsanız Ankara Resim Heykel Müzesi'ne en az 3 saatinizi ayırarak detaylı gezebilirsiniz.
Eğer erken saatte gittiyseniz hemen yanında bulunan Etnoğrafya Müzesi'ni de gezmeye zamanınız yetecektir. Eğer açıksa sakin bahçesinde bulunan kafede bir çay da içebilirsiniz. İyi gezmeler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder