"İçimizden birine bir şey olursa"...Kalanlar ölenler için şiir yazar...
İşte her şey bu kadar basit! Dışarıda ağızlarından köpükler çıkan,
gözleri dönmüş, kana susamış canilere verilecek cevap. Onlar şairdi, sadece
şair…
2 Temmuz 1993 günü Türkiye’nin alnına sürülmüş kara bir leke olarak
tarihe geçecekti. O günden sonra insanlık biraz daha kokuşmuş, din ağızlarda
daha da sakız olmuştu. Aziz Nesin bahanesiyle Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin
kana bulanacağını kim bilebilirdi? Bilebilirdi… Çünkü her şey “ben geliyorum”
diye bağırıyordu.
İşte bu kara günde yaşamını yitiren 33 candan 3’üydü, Uğur KANAR,
Behçet AYSAN, Metin ALTIOK. Tek silahları kalem olan 3 sanatçı. Hiç silahtan yana
olmadılar, olamadılar… İşte bu yüzden kendilerini savunacak tek şeyleri basit
bir süpürgeydi. Çünkü hiçbir zaman kaba kuvvete karşı kendilerini savunmak
durumunda kalmamışlardı. Ta ki o güne kadar, yine de savunmadılar…
Tek bir fotoğraf karesi her şeyi anlatabilir mi, evet anlatabilir. Ben
ne zaman bu fotoğrafa baksam insanlık onurunu görürüm. Bazı kalplerin nasıl
arınmış, tertemiz kalabildiğine şahit olurum.
“Merdivende Üç Şair” kitabı tüm yaşananları, olanca vahşiliğiyle,
yalın bir şekilde önünüze sunuyor. Kitap, tüm yaşananları 3 ozanımızın ailesi, arkadaşları,
o güne tanık olanların ağzından, yer yer şairlerimizin eserlerine yer verilerek
aktarmış.
Geçmiş yakın tarihimize dair gerçekleri görmek için, masum insanların
nasıl birer kurbana dönüştürülüp köşeye sıkıştırıldığını, gerçek adaletin ne
zaman tecelli edeceğini anlamak için “Merdivende Üç Şair”i okumanızı tavsiye
ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder