19 Şubat 2013 Salı

KALBİN ÇIĞLIĞI : “AŞK HASTASI”

Bu sezonun en merak ettiğim oyunlarından bir tanesiydi AŞK HASTASI.
Şubat ayına kısmet oldu izleyebilmek. Konu hakkında bilgi edinerek gittim, fakat detaylı olarak araştırmadım. Zaten araştırsam da derya deniz bir konuymuş.
Oyunun ekibinden başlamak istiyorum söze.
Aşk Hastası’nı belki de en merak edilir kılan yazarının ve yönetmeninin Kenan IŞIK olmasıdır. ( En azından benim için öyleydi)
Tiyatro kökenli bir sanatçı olan Kenan IŞIK’ı televizyon yapımları (yarışma, dizi, haber…) dışında tiyatro içinde bir yerlerde görmek ya da eserini izlemek oldukça ilgi çekici gelmişti.
Dekor tasarımı HaKAN DÜNDAR’a ait olan oyunun dans düzeni Burçak IŞIMER’e, müzikleri ise Yücel ARZEN’e ait.
Oyuncu kadrosu ise Ankara DT’nin önemli isimlerini barındırıyor.
Başrolde son yılların tiyatrodaki dikkat çeken ismi, Genç Osman rolüyle de beğeni toplayan Kutay SUNGAR bulunuyor. Oyunda yer alan diğer isimlerse;   Buğra KOÇTEPE, Ebru UYSAL SUNGAR, Murat ÇİDAMLI, İpek ÇEKEN(sesiyle).
Ve gün geldi, oyunu izlemek için Büyük Tiyatro’da ki yerimizi aldık.
Pek umutlanmam oyunlarla ilgili… Beklentimi genelde düşük tutmaya çalışırım ama bu oyun nedendir bilmem heyecanlandırdı beni.
Her şey güzel oyun başladı…
Edebiyatta popülerleşmiş, batılı yazarların oyunlarını oynamak isteyen, fakat kendisine verilen Şeyh Galip rolünden dolayı mutsuz olan genç bir tiyatrocunun, oyuncu olan kız arkadaşının intiharıyla başlayan bir oyun…
Genç oyuncunun, kız arkadaşının intiharının ardından, oynadığı Şeyh Galip rolünde kendinden bir şeyler bulması olayların açığa kavuşmasıyla ilerliyor.
Konu olarak oldukça farklı. En azından benim ilk kez karşılaştığım bir konu tiyatroda.
Senaryo, kostümler, oyunculuklar, müzikler, efektler… Bir bütün olarak göz kamaştırıcı.
Oyun için dört dörtlük diyebilirdim, fakat nedense oyun içindeki birden  fazla mesaj kaygısı beni biraz rahatsız etti. Şeyh Galip hakkında çok bilgim yok, fakat izleyici olarak o kadar Osmanlı Tarihi’ne girmeye gerek var mıydı, konudan konuya geçmek lüzumlu muydu, orası izleyene kalmış.
Şu da var, sanatçı yazmış, kendi düşünü ortaya koymuş. Bu aşamada bize saygı göstermek düşer. Oyun sonunda şuna sevindim, Şeyh Galip bilmediğim bir edebiyatçı, sufiydi. Oyun sonrası araştırma fırsatım oldu. Sırf insanı araştırma merakında bıraktığı için bile oyun güzeldi.
NOT: Eskiden ne güzel telefon kapatma uyarısı yapılıyordu. Benim sayabildiğim 5 kere -yüksek sesle hem de- telefon çaldı, bir kişi de “ALO” dedi. Bu sezon uyarılar kaldırıldı ama maalesef insanlar bu kültürü edinemediler HALA!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder