Bu sezonun
en merak ettiğim oyunlarından bir tanesiydi AŞK HASTASI.
Şubat ayına
kısmet oldu izleyebilmek. Konu hakkında bilgi edinerek gittim, fakat detaylı
olarak araştırmadım. Zaten araştırsam da derya deniz bir konuymuş.
Oyunun
ekibinden başlamak istiyorum söze.
Aşk Hastası’nı
belki de en merak edilir kılan yazarının ve yönetmeninin Kenan IŞIK olmasıdır.
( En azından benim için öyleydi)
Tiyatro
kökenli bir sanatçı olan Kenan IŞIK’ı televizyon yapımları (yarışma, dizi,
haber…) dışında tiyatro içinde bir yerlerde görmek ya da eserini izlemek
oldukça ilgi çekici gelmişti.
Dekor
tasarımı HaKAN DÜNDAR’a ait olan oyunun dans düzeni Burçak IŞIMER’e, müzikleri
ise Yücel ARZEN’e ait.
Oyuncu
kadrosu ise Ankara DT’nin önemli isimlerini barındırıyor.
Başrolde son
yılların tiyatrodaki dikkat çeken ismi, Genç Osman rolüyle de beğeni toplayan
Kutay SUNGAR bulunuyor. Oyunda yer alan diğer isimlerse; Buğra
KOÇTEPE, Ebru UYSAL SUNGAR, Murat ÇİDAMLI, İpek ÇEKEN(sesiyle).
Ve gün
geldi, oyunu izlemek için Büyük Tiyatro’da ki yerimizi aldık.
Pek
umutlanmam oyunlarla ilgili… Beklentimi genelde düşük tutmaya çalışırım ama bu
oyun nedendir bilmem heyecanlandırdı beni.
Her şey
güzel oyun başladı…
Edebiyatta
popülerleşmiş, batılı yazarların oyunlarını oynamak isteyen, fakat kendisine
verilen Şeyh Galip rolünden dolayı mutsuz olan genç bir tiyatrocunun, oyuncu
olan kız arkadaşının intiharıyla başlayan bir oyun…
Genç
oyuncunun, kız arkadaşının intiharının ardından, oynadığı Şeyh Galip rolünde
kendinden bir şeyler bulması olayların açığa kavuşmasıyla ilerliyor.
Konu olarak
oldukça farklı. En azından benim ilk kez karşılaştığım bir konu tiyatroda.
Senaryo,
kostümler, oyunculuklar, müzikler, efektler… Bir bütün olarak göz kamaştırıcı.
Oyun için
dört dörtlük diyebilirdim, fakat nedense oyun içindeki birden fazla mesaj kaygısı beni biraz rahatsız etti.
Şeyh Galip hakkında çok bilgim yok, fakat izleyici olarak o kadar Osmanlı
Tarihi’ne girmeye gerek var mıydı, konudan konuya geçmek lüzumlu muydu, orası
izleyene kalmış.
Şu da var,
sanatçı yazmış, kendi düşünü ortaya koymuş. Bu aşamada bize saygı göstermek
düşer. Oyun sonunda şuna sevindim, Şeyh Galip bilmediğim bir edebiyatçı,
sufiydi. Oyun sonrası araştırma fırsatım oldu. Sırf insanı araştırma merakında
bıraktığı için bile oyun güzeldi.
NOT: Eskiden
ne güzel telefon kapatma uyarısı yapılıyordu. Benim sayabildiğim 5 kere -yüksek
sesle hem de- telefon çaldı, bir kişi de “ALO” dedi. Bu sezon uyarılar
kaldırıldı ama maalesef insanlar bu kültürü edinemediler HALA!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder